İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Trump 2.0 döneminde, başta ABD olmak üzere büyük miktarda ürün ihraç eden ülkelerin, belirli segment ve ürün gruplarında bu tür ürün gruplarına yüksek gümrük vergisi getirmesinin beklendiğini söyledi: ” Üretim yaptığı sektörlerde diğer gruplarla daha rekabetçi hale gelecek ve bu kalemlerin ABD'ye ihracatını artırabilecektir.” dedi.
Şekib Avdagiç, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, 2024 yılının enflasyonla dolu ve finansal istikrarın sağlanması için mücadele edilen bir yıl olacağını, orta vadede enflasyonun rakama indirilmesine yönelik yol haritasında bu yılın en kritik yıl olduğunu söyledi. tek haneli rakamlarda kalıcı hale getirmek.
Bu yılın yüzde 45-46 enflasyonla biteceğini vurgulayan Avdagiç, “2025'te de devam edecek uygulamalar olacak. Merkez Bankası gelecek yıl için enflasyon hedefini yüzde 21'e revize etti.” dedi.
Bu yıl alınan tedbir ve uygulamalarla 2025 yılında beklenen enflasyon hedefine ulaşmak için gerekli adımların atılmaya devam edilmesi gerektiğini vurgulayan Avdagiç, şöyle konuştu: “Elbette burada çok hassas bir dengenin kurulması önemli. Bu yıl başarılar elde edildi ve politika ilerlemesi sağlandı, iş dünyası ciddi sorunlarla karşı karşıya.” “Suçlamaların uygulandığı süreçler de gündeme geldi” dedi.
Avdagiç, yurt içi talebin yavaşlama eğiliminde olduğunu ancak halen binlerde olduğunun altını çizerek, şöyle konuştu: “Henüz ciddi bir yavaşlama eğilimi yok. Bu anlamda özellikle son dönemde ekonominin sağlıklı yürümesi için oluşturulan bir faiz politikası var. Faiz politikasına bağlı olarak belirli gelir “Burada özellikle mevduat sahipleri için ciddi bir faiz geliri vardı, dolayısıyla bu kesimde hatırı sayılır bir harcama kapasitesiyle karşı karşıya kaldık” dedi.
Avdagiç, bu yıl yüksek gelirli çalışanların tüketimdeki yavaşlamayı engelleyici davranışlar sergilediğini de gözlemlediğini belirterek, şöyle konuştu: “Dolayısıyla tüketimdeki yavaşlamayı değerlendirirken toplumun harcama kesimlerini segmentlere ayırarak gözlemlemek daha doğru olacaktır. “2025 yılında bu konudaki politikamızı hayata geçirirken bu konunun dikkate alınması gerektiğini düşünüyorum.” belirtilmiş.
“TRUMP'IN POLİTİKALARI ÇOK DAHA RADİKAL VE ZOR OLACAK”
Şekib Avdagiç, Türkiye'nin en büyük pazarının Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği çevresindeki ülkeler grubu olduğunu belirterek, burada talepte bir düşüş yaşandığını ve bunun 2025 yılında da devam etmesinin beklendiğini söyledi.
Trump 2.0 dönemiyle karşı karşıya kalacağımız bir döneme girdiğimizi belirten Avdagiç, şunları kaydetti: “Trump'ın buradaki politikaları çok daha radikal ve keskin olacak. Trump 2.0'ın getireceği bazı yeni uygulamalara bağlı olarak karşılaşabileceğimizi öngörüyorum. Amerika Birleşik Devletleri'ne ihracatımızla olası ihracat kayıpları.” dedi.
Avdagiç, bu dönemde başta ABD olmak üzere büyük miktarda ürün ihraç eden ülkelerin belirli segment ve ürün gruplarında bu tür ürün gruplarına yüksek gümrük vergisi getirmesinin beklendiğini belirterek, şöyle konuştu:
“Trump 2.0 döneminde Türkiye, üretici olduğu alanlarda yüksek gümrük vergisine tabi olacak ülkelerin ürün gruplarına göre daha rekabetçi hale gelecek ve ABD'ye ihracatını artırma fırsatına sahip olacak. Bu maddeler hem endüstriyel hem de gıda ürünleri için geçerlidir. Tekstil gibi geleneksel ürünler için de geçerli olabilir. Dolayısıyla makul bir fırsat penceresi var gibi görünüyor” dedi.
Bu yıl ağırlıklı olarak ihracata yönelik emek yoğun sektörlerde daralma yaşandığını belirten Avdagiç, şöyle konuştu:
“İhracat verilerinde de bunun net yansımasını görüyoruz. Tekstil, hazır giyim, giyim, saraçlık, triko, saraciye ve çorap gibi sektörlerde ciddi bir daralma var. 2025 yılında da bu düşüşün devam etmesini bekliyoruz. Bu düşüşün 2025 yılında da devam etmesini bekliyoruz. Uzun süredir şikayeti olmayan otomotiv, kimya ve beyaz eşya gibi ihracatın da bu sektörlerde ciddi sıkışıklıklarla karşı karşıya olduğunu gözlemledik. Bu kur politikası nedeniyle. Bu sektörlerdeki firmaların da yeni projeler ve yeni pazarlar yaratma çabasında olduğunu biliyoruz.”
“EXİMBANK KREDİ MALİYETLERİNİN DAHA MAKUL BİR NOKTAYA ULAŞMASI GEREKİYOR”
Şekib Avdagiç, Türkiye'de istihdamın maliyetler içindeki payının dengelenmesi ve makul bir rekabet gücünün yakalanabilmesi amacıyla kur politikası, ihracat teşvikleri, Eximbank kredileri başta olmak üzere ihracatçıya ve ihracatçıya çalışan sektörlere yönelik iyileştirmelerin 2025 yılında artarak devam etmesini beklediğini söyledi. .
Bu yıl Eximbank kredilerinde iyileşmeler olduğunu ancak daha da iyi seviyeye getirilmesi gerektiğini vurgulayan Avdagiç, şöyle konuştu: “Eximbank kredilerinin maliyetlerinin daha makul seviyelere ulaşması gerekiyor. Burada maliyeti artıran faktörler var. Eximbank kredisi kullanırken faizin ön ödenmesi ve kontrgaranti istenmesi gibi. Dolayısıyla hem İhracatı Geliştirme hem de “AŞ (İGE) ve Türk Ticaret Bankası sayesinde ihracatçılara diğer finansman destekleri de dahil edilerek sağlanıyor. Bankalar etkinleştirilmeli. Maliyetler daha makul olur.” dedi.
“HEM İSLAM HEM İNSANİ İLK ARADIĞIMIZ SORUN, SURİYE'DEKİ SURİYELİ HALKIN TAMAMEN İSTİKRARLI BİR SÜREÇ GEÇİRMESİDİR”
Suriye'deki sürecin tamamen yeni bir süreç olduğunu belirten Şekib Avdagiç, ekonomik boyutta kısa vadeli adımlar atılmadan önce Suriye'deki devlet yapısının daha istikrarlı hale gelmesi gerektiğini söyledi.
Ticaret fırsatlarını değerlendirmeden önce kardeş Suriye halkının yani Suriye Devletinin tam bir bütünsel istikrara ulaşması gerektiğini belirten Avdagiç, şöyle konuştu: “Tabii ki en önemli ve en büyük ticaret ortağının Türkiye olmasını beklemek çok gerçekçi bir yaklaşım olacaktır. Buradaki süreçler normalleşirken Suriye'deki süreci Türk girişimcileri ve Türk iş dünyası için bir fırsat penceresi olarak görmek yerine öncelikle dost, kardeş ve komşu bir ülkede istikrarın sağlanmasına katkıda bulunmalıyız. Dolayısıyla ortaya çıkacak durumun elbette hem Türkiye hem de ekonomik açıdan en yakın komşusu olan Türkiye de bu süreçlere katılacaktır.
Suriye'de kurulacak yeni yapının ana çözüm ortağının Türkiye olacağını kaydeden Avdagiç, şöyle devam etti:
“11-12 yıldır Suriyeli misafirlerimize bağımlı, Türkiye'yi çok ciddi bilen, Türkçe bilen, Türk iş hayatını ve sosyal ortamını çok iyi bilen bir nesil yetişti. Bu nesil sayesinde geri dönüşlerden sonra Türkiye – Suriye'yle ilişkiler siyasi ve siyasi açıdan her açıdan gelişti.” Hem yeniden yapılanma, hem mal ve hizmet sağlanması, bazı projelerin hayata geçirilmesi, hem de ülkedeki kamu ve özel sektör kurumlarının canlandırılması açısından ekonomik anlamda çok daha iyi bir yere evrilmesini bekliyoruz. Türkiye, Suriye'de oluşturulan yeni yapının da lideridir. “Harika bir çözüm ortağı olacak. Şu anda hem İslami hem de insani açıdan baktığımız ilk şey, Suriye'deki Suriye halkının tam anlamıyla istikrarlı bir sürece ulaşmasıdır.”