Londra ve Roma, tepkilere rağmen düzensiz göçmenlerin “güvenli” gördükleri üçüncü ülkelere sınır dışı edilmesi sürecini hızlandırmaya çalışıyor. Uluslararası toplum ise “güvenli” diye lanse edilen bu ülkelerin aslında savunmasız insanlar için hiç de güvenli olmadığı konusundaki ısrarını sürdürüyor.
İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve İngiliz mevkidaşı Rishi Sunak, ülkelerindeki yasa dışı göçle mücadele için güçlerini birleştirme konusunda mutabık kaldı.
İki sağcı lider, gelişleri kolaylaştıran insan kaçakçılığı çetelerini de çökertme sözü verdi.
İspanya’nın Granada kentinde düzenlenen Avrupa Siyasi Topluluğu Zirvesi sırasında bir araya gelen liderler, Avrupa’da yasa dışı göçün temsil ettiği bir “ahlaki kriz”e değindi.
İngiliz The Times ve İtalyan Corriere della Sera gazetelerinde yayınlanan ortak makalede, yasa dışı göç konusunu hükümetlerinin öncelikleri arasına aldıklarını belirten liderler, “Göçmen teknelerini durdurmak için birlikte çalışıyor ve diğerlerini de aynı aciliyet duygusuyla hareket etmeye çağırıyoruz” ifadesini kullandı.
İkili, göç konusunun Avrupa’da “ahlaki bir kriz” yarattığı ve kıtaya insan kaçakçılığı yapan kişilerin de “insani bir suç” işlemekten sorumlu olduklarını dile getirdi.
Meloni ve Sunak’a göre, Avrupa’ya kimlerin geleceğine karar vermek “kaçakçıların ve insan tacirlerinin değil” Avrupa ülkelerinin sorumluluğunda.
İki başbakan, sorunu çözmenin hem İtalyan hem de İngiliz halkının “güvenini” yeniden tesis etmekle ilgili olduğunu belirterek “sadece iç sınırlarımıza değil, aynı zamanda uluslararası ve Avrupa işbirliğine de güvenmeliyiz” değerlendirmesinde bulundu.
Meloni, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı bir paylaşımda, iki liderin Avrupa’ya göçmen gelişini kolaylaştıran “suç çetelerini durdurmak için gereken her şeyi yapmaya kararlı olduklarını” yazdı.
Eski adı Twitter olan X platformunda bir ileti paylaşan Sunak da, “Birleşik Krallık’a kimin geleceğine suç çetelerinin değil, Britanya halkının karar vermesi gerektiğini” vurguladı.
Ayıca Sunak, “Şu ana kadar yaptığımız çalışmalar sayesinde geçişler yüzde 20 oranında azaldı” bilgisini verdi.
İngiliz Başbakan, ancak bunun için uluslararası iş birliğinin şart olduğunun altını çizdi.
Meloni ve Sunak hükümetlerinin bu konuda sert bir yaklaşım benimsediği göz önüne alındığında, iki ülkenin düzensiz göç konusundaki iş birliği ve uyumu şaşırtıcı değil.
Hem Londra hem de Roma, uluslararası tepkilere rağmen düzensiz göçmenlerin “güvenli” gördükleri üçüncü ülkelere sınır dışı edilmesi sürecini hızlandırmaya çalışıyor.
Uluslararası toplum ise “güvenli” diye lanse edilen üçüncü ülkelerin aslında savunmasız insanların gönderilmesi için hiç de güvenli olmadığı konusundaki ısrarını sürdürüyor.
Bu sene İtalya kıyılarına ulaşanların sayısındaki artış, bir önceki yılın iki katı.
Bu durumla mücadele etmek için destek arayan Meloni’nin, Almanya ve Fransa ile ters düştüksen sonra, AB dışından, Sunak’tan destek bulması “ilginç” olarak değerlendiriliyor.
İtalya geçen ay Lampedusa’ya rekor sayıda göçmen girişiyle karşı karşıya kalırken, normal şartlarda birkaç yüz kişiyi ağırlayabilen bir tesiste yaklaşık yedi bin kişi kalmaya başladı.
Fransa ve Almanya ise Lampedusa’dan daha fazla göçmen almayı reddetti.
Bu da Roma’da artan oranda rahatsızlığa yol açtı.
İtalya, göçle başa çıkma konusunda diğer AB ülkeleri tarafından “yalnız bırakıldığını” dile getiriyor.
İngiltere ise Fransa başta olmak üzere AB ülkeleriyle ciddi gerginlikler yaşıyor.